باب
الصلوات
الخمس
والجمعة إلى
الجمعة ورمضان
إلى رمضان
مكفرات لما
بينهن ما
اجتنبت الكبائر
5- BEŞ VAKİT NAMAZ,
BiR SONRAKİ CUMA'YA KADAR CUMA NAMAZI, BiR SONRAKİ RAMAZAN'A KADAR RAMAZAN
ORUCU -BÜYÜK GÜNAHLARDAN KAÇiNMAK ŞARTI iLE- ARALARINDAKiLER İÇİN KEFARETTİRLER
BABI
14 - (233) حدثنا
يحيى بن أيوب
وقتيبة بن
سعيد وعلي بن
حجر. كلهم عن
إسماعيل. قال
ابن أيوب:
حدثنا إسماعيل
بن جعفر.
أخبرني
العلاء بن
عبدالرحمن بن
يعقوب، مولى
الحرقة، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: "الصلاة
الخمس.
والجمعة إلى
الجمعة. كفارة
لما بينهن. ما
لم تغش
الكبائر".
[:-549-:] Bize Yahya b. Eyyub ile Kuteybetü'bnü Saide ve Aliyyübnü
Hucr hep birden İsmail'den rivayet ettiler. İbni Eyyüb dedi ki: Bize İsmail b.
Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bana Huraka'nın azadlısı Âla b. Abdirrahman
b.Ya'kub, babasından, o da
Ebu Hureyre'den naklen
haber verdi ki Resulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Beş vakit namaz,
bir sonraki cumaya kadar Cuma (namazı) büyük günahlar işlenmediği sürece,
aralarındaki (günah}lara kefarettir."
Diğer tahric: Tirmizi,
214; Tuhfetu'I-Eşraf, 13980
NEVEVİ ŞERHİ: "el-Huraka'nın azatlısı" ha harfi ötreli, re harfi
de fethalıdır. Kitabın baş taraf/arında açıklaması geçti.
15 - (233) حدثني
نصر بن علي
الجهضمي.
أخبرنا
عبدالأعلى. حدثنا
هشام عن محمد،
عن أبي هريرة،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: "الصلوات
الخمس.
والجمعة إلى
الجمعة.
كفارات لما
بينهن".
[:-550-:] Bana Nasr b. Aliy el-Cehdamî rivayet etti. (Dediki): Bize
Abdil â'la haber verdi. Dediki: Bize Hişâm Muhammed'den, o da Ebu Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
şöyle buyurduğunu nakletli:
"Beş vakit namaz,
bir sonraki cumaya kadar Cuma namazı aralanndaki (günah}/ar için kefarettir.
"
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14534
16 - (233) حدثني
أبو الطاهر
وهارون بن
سعيد الأيلي.
قالا: أخبرنا
ابن وهب عن
أبي صخر؛ أن
عمر بن إسحاق مولى
زائدة حدثه عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كان يقول: "الصلوات
الخمس.
والجمعة إلى
الجمعة.
ورمضان إلى
رمضان. مكفرات
ما بينهن. إذا
اجتنب
الكبائر".
[:-551-:] Bana Ebu't-Tahirile Harun b. Sa'id el-Eyli rivayet
ettiler. Dedilerki: Bize İbni Vehb, Ebu Sahır'dan naklen haber verdi. Ona da
Zaide'nin azadlısı Ömer b. İshâk babasından, o da Ebu Hureyre'den naklen haber vermiş ki Resulullâh
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururlarmış:
"Beş vakit namaz,
bir sonraki cumaya kadar Cuma namazı,bir sonraki ramazana kadar ramazan ayı
(orucu) -büyük günahlardan uzak kalınmak şartıyla- aralarında (işlenen
günahlar) için kefarettirler. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 12183
NEVEVİ ŞERHİ: "Bize İbn Vehb, Ebu Sahr'dan tahdis etti." Bu
sonunda "he" (yuvarlak te) olmaksızın "Ebu Sahr" şeklinde
bir künye olup, adı Humeyd b. Ziyad'dır. Humeyd b. Sahr olduğu söylendiği gibi
Hammad b. Ziyad olduğu da söylenmiştir. (3/117) Ona Ebu's-Sahr el-Harrat
Sahibu'l-Aba el-Medeni de denilir. Mısır' da yerleşmiştir.
"Ramazandan
bir sonraki ramazana aralarındaki için kefarettir" ifadesinden "şehr:
ay" kelimesini ona izafe etmeksizin sadece "ramazan" demenin
caiz olduğu anlaşılmaktadır. Doğrusu budur. Bunu kabul etmeyenlerin karşı
çıkmalarının açıklanabilir bir tarafı yoktur. Bu mesele yüce Allah'ın izniyle
delilleriyle geniş bir şekilde açıklanıp, açıkça anlatılarak oruç kitabında
(bölümünde) gelecektir.
"Büyük
günahlardan uzak kalınması şartıyla" anlamındaki ibarede "uzak
kalınması" demek olan "uctunibet" kelimesi asıl nüshaların birçoğunda
sonu tek noktalı be ile bitecek şekilde "idenebe" şeklindedir. Büyük
günahlar anlamındaki "el-kebair" de nasb iledir. Yani söylenen
amelleri yerine getiren kişi büyük günahlardan uzak kalırsa demektir. Bazı asıl
nüshalarda ise sonu açık te ve edilgen mı olup "el-kebair" ise
merfudur. (Büyük günahlardan uzak kalınması demek olup, tercümede de böyledir.)
Her ikisi de doğru ve açık bir ifadedir. Allah en iyi bilendir.
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Yukarıdan beri sıraladığımız bu rivayetlerin bazılarında abdestin
bazılarında abdestten sonra.: iki rekat namazın; bir kısmında beş vakit namazın
diğerlerinde iki cum'a ile iki Ramazanın küçük günahlara, keffâret olacakları
bildirilmektedir Neyevî diyor ki: «Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir.
Mademki abdest geçmiş küçük günahlara keffâret oluyor o halde namaz neye
keffâret olacaktır? Namaz küçük günahlara keffâret olursa cum'alarla ramazanlar
neye keffâret olacaktır? Hatta Arife günü oruç tutulursa; iki senenin küçük
günahlarına; Aşura günü oruç tutulursa bir senenin günahlarına keffâret olacağı
keza bir kulun âmin demesi meleklerin âminine tesadüf ederse geçmiş günahları
affolunacağı bildiriliyor. Bunlar neye keffâret olacaktır? diye sorulabilir.
Ulemâ bu suale şu cevabı vermişlerdir: Bu zikredilenlerin her biri keffâret
olmaya elverişlidir. Eğer keffâret olacak küçük günahlar bulunursa onlara
keffâret olurlar. Kulun büyük veya küçük hiç bir günahı yoksa mezkur abdest ve
namazlarla kula hasenat yazılır. Dereceleri yükseltilir. Küçük günahı yokta
büyük günahı bulunursa büyük günahların cezasını hafifleteceklerini ümit ederiz
Allah-u A'lem.